15 Ekim 2008 Çarşamba

ölesine

eski günlüğümü kapattım.yazmayacağım artık o deftere.yeni bir deftere başladım.yakma vakti geldi...bir ayin düzenlemem lazım-sonuçta acılar kayıtlıdır o sayfalarda da...yalnız olmak yalnız kalmak değildir.yalnız olduğunu dahi söleyecek kimsenin olmamasıdır.benim defterim vardı.ömrü doldu.şimdi makbul bir cenaze töreni yapmak dışında ne gelir ki elden?

yeni deftere başladığımda umutla dolduğumu düşünürüm-ki böle değildir ama böle düşünmek mutlu eder beni-.bakalım ne kadar iğrençleşebileceğim.bu defter gösterecek.her sayfası kişisel tarihimde aldığım kırık notlarla mı bezenecek, yoksa geçer not alabilecek miyim?-orta çok zor...-

bitmez yaşananlar;sadece şekil değiştirir.yeni bi isim altında yeniden başlar-biraz daha yaralanmak için sen de salak gibi beklersin yeni başlangıçları.ama kuzum, hani her son bi umuttu.aşille kaplumbağa hikayesine dönecek bu yazı.bi cevabı olmayan saçma sapan bişey.-şimdi hikaye deyince bile batı kültüründen esintiler geliyo aklıma.ne çok saçmalıkla doldurmışlar beynimi,muassır medeniyete ulaşacağız diye...doğuda aşil adında insan şekline bürünmüş mahlukata raslanır mı ki?-aşil cuma namazına giderken yolda kaplumbaya rasladı...:)-
ben zaten tanımam gerekenleri tanıdığımda çok geç olmuştu.trafiğe yanlış şeritten dalan acemi şöfer gibi-doğru şeride geçtim ama cezayı yemiştim çoktan.ardımda bıraktığım gürültü de çabası...-halbuki güzel konuşma ve yazma dersi bile almıştım.bunun için mi?içimde yengeç kıskaçlarını takırdatıyo ve o sırıtış...tamam anladım,yetenek...-sonuçta:

"sevdalar kanatlanıp uçarlar
sevdalar ölmez göklerde yaşarlar"

not1:dizeler murat yılmazyıldırım'a aittir.
not2:pazar günü öğle namazına mütakip kretoryumda cenaze töreni vardır.tüm dostlar davetlidir.şarapla gelmeleri önemle duyrulur.

Hiç yorum yok: