7 Ekim 2008 Salı

intel öğrenme kursu ve küreselleşme

umarım kursun adını doğru yazmışımdır."katıldığın kursun adını bilmiyosun daha ne bok yediğinin farkında mısın sen?" diye soarbilirsin.önemli olan bu değil.aslında bu kursun kendisi de değil yazının konusu.bu kurs örnek alınarak tek tip insan yaratma projesi ve küreselleşmeyi irdeleyeceğim sevgili okurum/okurlarım.
şimdi bu kursta yararlanıcağımız kaynak kitabı adamlar hazırlamış.kursta hangi dakikada hangi sözün söyleneceğini bile belirlemiş,bizden önemli ve bizden çok çok daha büyük düşünen insanlar.bize de ağır başlılık ve sukunetle kabul etmek dışında başka bir hak tanımamış amcalar."ee!ne var bunda.sonuçta bu kursta,kursu verenlerin dediklerini yapacaksın ki birşeyler öğrenesin."deme sakın bana .benim anlatmaya çalıştığım bu değil zira.dersi veren kişinin hangi anda hangi sözü söyleyip hangi davranışta bulunacağının onlar tarafından belirlenmesi.insanın makineleştirilmesi değildir de nedir bu?sorarım sizlere...insanın makineleşmesi,aynı şeylere aynı tepkileri vermesi, küreselleşme denilen ve kapitalizmin dünyayı yönetmek için bizi kandırdığı başlıca argümandır.bilinç altımıza inceden inceden işlenen bu dayatmalar tek tip insan yaratma projesinin basamaklarından başka nedir ki?ne zaman güleceğimizi,ne zaman ağlayacağımızı,ne zaman yatacağımızı,ne zaman tuvalete gideceğimizi...ve ne zaman,nerede,nasıl öleceğimizi belirlemedikleri kaldı diye düşünmeye başladığım son günlerde hangi davranışı ne zaman neye göre göstereceğimizi belirtmeleri benim umutsuzluğumu bir kez daha artırdı.
ben küreselleşmeyi yeni fikirlerin,bilgilerin dünyaya yayılması olarak algılayorum.insanların kendilerini özgürce ifade edebilmeleri olarak algılıyorum.bir başkasının bana dediklerini sorgulamadan kabul etmeyi değil;aklın süzgecinden geçirip eleştirirel bir bakış açısıyla kendime yeni bir şeyler katma olarak anlıyorum.küreselleşmeyi açlığın,sefaletin,yoksulluğun,din,dil,mezhep ve cinsiyet ayrımının ortadan kalkması olarak anlıyorum.onların dedikleri gibi söylenen herşeyi olduğu gibi kabul edemem.böyle bir mantık açlığın,sefaletin,eşitsizliğin,yoksulluğun hüküm sürdüğü bir dünya yaratmak demektir.ve hayatımızın her alanında beynimize uygulanan kirli bilgi bombardımanı ile küreselleşmenin bu vahşi yüzünü,güzel bir çiçeğe bakarmışcasına kanıksamamız sağlanıyor.gerçi kitle iletişim araçlarının sunduğu boyalı dünyaya alışmıştık.sisteminin dayatmalarına karşı yarattığımız hayal dünyalarına sığınıyorduk;artık hayallerimizi bile onlar belirleyecek.ne mutlu bize...
okullarımızda verilen eğitim ile tek tip insan yaratmanın allahını icra ediyoruz.sorgulayıcı eğitim dediklerinde bile,öğrencilerin neyi-nasıl sorgulayacaklarını belirleme hakkı belli bir elit kesime bırakılmamış mı?hangi toplumsal uzlaşı ile hazırlanmıştır bugüne kadar hazırlanan ve okullarımızda okutulan ders müfredatları?bu günlerde moda olan "ortak akıl" söylemi de tek tip insan yaratma ve evrensel manada küreselleşmeye çanak tutmak dışında nedir ki?zira ortak akıl, belli bir zümreye ait dünya görüşünün ,toplumun bütün katmanlarına mutlak doğruymuşcasına dayatılması olarak algılanıyor.bu faşizmdir.kapitalizmin kullandığı anlamda küreselleşme bunun ötesinde başka bir bok değildir.